Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Genel Cerrahi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertan Bülbüloğlu, bariatrik (obezite) cerrahi hakkında açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Ertan Bülbüloğlu, günümüzde obezitenin çok ciddi bir sağlık sorunu olduğunu belirterek, obezite cerrahisinin yaşam süresini uzatarak, hastanın hayat kalitesini artıracağını söyledi.
OBEZİTE NEDİR ?
Bülbüloğlu, sözlerine obezitenin tanımını yaparak başladı; “Beslenme, anne karnında başlar, ölene kadar devam eder. İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve verimli olması için yeterli ve dengeli alması gereklidir. Günlük yaşamda bireylerin, yaşa, cinsiyete, yaptığı işe, genetik özelliklerine ve hastalık durumuna göre değişen günlük kaloriye ihtiyacı vardır. Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan kalori ile harcanan kalori dengede tutulması gerekmektedir. Obeziteye neden olan etmenler tam olarak açıklanamamakla birlikte aşırı ve dengesiz beslenme önemli faktörlerdir. Ayrıca, günümüz teknolojisindeki gelişmeler, yaşamı kolaylaştırmakla birlikte, günlük hareketleri önemli ölçüde sınırlamıştır. Bu faktörlerin yanı sıra genetik, çevresel, sosyokültürel ve psikolojik pek çok faktör birbiri ile ilişkili olarak obezite oluşumuna neden olmaktadır. Özetle, günlük alınan kalorinin harcanan kaloriden fazla olması durumunda, harcanamayan kalori vücutta yağ olarak depolanmakta ve obezite oluşumuna neden olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır. Anlaşılacağı üzere obezite; besinlerle alınan kalori harcanan kaloriden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması (20 veya daha fazla) sonucutaya çıkan, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Mutlaka tedavi edilmelidir”
OBEZİTENİN NASIL TEŞHİS EDİLİYOR?
Obezitenin teşhisi ile ilgili de bilgiler aktaran Bülbüloğlu; “Obezite sınırlarını saptamakta kullanılan bir formül “Vücut Kitle İndeksi (VKİ)”dır. Ağırlığın metre cinsinden boyun karesineanı ile hesaplanır. Örneğin: 170 cm boyunda ve 70 kg ağırlığındaki bir hastanın VKİ = 70/1.72x1.72 = 24.2’dir. VKİ 19-24.9 arasında olan kişiler normal kilolu kişilerdir. 25-39.9 arası fazla kilolu, 30-39.9 arası şişman ve 40’in üzeri ise bazı hastalıklarıntaya çıkmasına elverişli çok şişman olarak ifade edilir” dedi.
OBEZİTENİN NEDEN OLDUĞU HASTALIKLAR NELERDİR?
Bülbüloğlu, obezitenin tetiklediği hastalıkları da şu şekilde açıkladı; “ Bazı kalp hastalıkları, kalp krizi, hipertansiyon, akciğere pıhtı atılması, emboli, kan yağ bozuklukları, tip II şeker hastalığı, kısırlık, düzensiz adet görme, kadınlarda kıllanma, ölü doğum, inme, migren, depresyon, uykuda nefesin durması, astım, reflü, karaciğer yağlanması, safra kesesi taşları, bazı cilt lezyonları, çeşitli kanser türleri, iktidarsızlık gibi çok çeşitli hastalıklara neden olur. Obezitenin tedavisi zordur. Beslenme, egzersiz, yemek davranışının düzeltilmesi ve cerrahi tedavidir. Obezitede cerrahi tedavi seçeneği ise en kalıcı tedavidir. Yaşı 16-65 arasında olan VKI’i 40’in üzerinde olan veya 35’in üzerinde olup ek hastalığı bulunan (Diabet, tansiyon, eklem rahatsızlıkları vb) operasyon riski kabul edilebilir derecede olan, alkolik olmayan ve yapılacak operasyona uyum gösterebilecek yapıda olanlara diğer yöntemlerle kilo verdirilemediyse operasyon tedavisi düşünülebilir. Bu amaca yönelik olarak midenin bir kısmını dikerek veya keserek devre dişi bırakmak, mide girişine halka takarak mideye gıda girişini zorlaştırmak ve miktarı azaltmak, mideden ince bağırsağa bağlantı yaparak gıdaların emilmeden atılmasını sağlamak gibi yöntemler ihtiyaç duyulan hastalara uygulanabilmektedir. Bu işlemlerin uygulanacağı hastaların seçimi hastadan hastaya değişmektedir”
“DEVLET DESTEK VERİYOR”
Ameliyatın maliyeti ile ilgili de bilgiler aktaran Dr. Bülbüloğlu; “Bu ameliyatın bir maliyeti var. Ama bu maliyetler değişkenlik gösterebiliyor. SGK, bu ameliyatı özellikli ameliyatlar arasına almış durumda. Obezite ameliyatları da bu guruba giriyor. Özellikli ameliyatların hepsini devlet finanse etmiyor. Vücut kitle endeksi 40’ın üzerinde olan hastalarda devlet, ameliyatın bir kısmını karşılıyor. Vücut kitle endeksi 40’ın altında olan hastaların ameliyatlarını ise devlet karşılamıyor. Tabii durum hastaneden hastaneye ve doktordan doktora da değişir. Misal devlet 3 bin 600 TL gibi bir destek veriyama bu ameliyatların maliyeti 10 bin küsur lira. Dolayısıyla hastane bunu yaptıkça zarar ediyor. Hastanelerin zarar etmemesi için de fark alınıyor. Devlet bunun önünü açmış durumda. Kısacası bu özellikli ameliyatlar ücretli ameliyatlardır” diye konuştu.